Ağız kuruluğuna yol açan nedenler

Tükürük bezlerinin fonksiyonlarının bozulması sonucu salgılanan tükürük miktarında büyük ölçüde azalmalar görülür. Tükürük akış hızının azalması veya kuruluk hissi sadece bir bezin fonksiyonunun bozulması sonucu değil, genellikle tüm bezlerin veya çoğunun fonksiyon görememesi nedeniyledir. Salgılanan tükürük miktarının azalmasına yol açan durumlar aşağıda belirtilmiştir. 
Ağız kuruluğuna yol açan nedenler 
1.            İlaç kullanımı 
2.            Radyoterapi 
3.            Sistemik hastalıklar , bağ dokusu hastalıkları ,Bağışıklık sistemi bozuklukları (AİDS gibi) ,Hormonal bozukluklar (Diabet gibi) - Beslenme bozuklukları 
4.            Psikolojik bozukluklar (Depresyon gibi) 
5.            Yaşlanma ve tükürük miktarında azalma 
6.            Travma ve cerrahi operasyonlar

 
AĞIZ KURULUĞU
AĞIZ KURULUĞU
Tükürük bezlerinin bu denli yaygın etkilenmesi ve fonksiyon görememesinde en önemli etken, sistemik bazı ilaçların kullanımıdır. Antikolinerjik, antihistaminik, anti depresan, diüretik, antiparkinson ve psikoterapötik preparatlar tükürük miktarının azalmasında ilk sırada yer alan ilaçlardır. İlaç kullanımı kesildikten kısa bir süre sonra tükürük miktarı normal değerlere geri döner.mÖzellikle baş, boyun bölgesine yapılan radyoterapi, tükürük bezi fonksiyonlarının bozulmasına ve uzun süre bu durumda kalmasına yol açan bir nedendir. 


TÜKÜRÜĞÜN ÇÜRÜKLERE KARŞI KORUYUCU FONKSİYONLARI • 

Şekerin ağız ortamından uzaklaştırılması : Beslenmeyle alman karbonhidratların özellikle şekerlerin ağız ortamında uzun süre kalmadan uzaklaştırılması tükürüğün en önemli fonksiyonlarından birini oluşturur. Sıvı karbonhidratların alımını takiben ilk birkaç dakika içinde şekerin ağız içindeki konsantrasyonu hızla düşer, sonraki dakikalarda bu düşüş yavaşlar. Gargara, macun ve jellerle alman florür de aynı mekanizmayla ağızdan uzaklaşabilir. Ancak florürün uzaklaşması şekerin uzaklaşmasından daha yavaş olmaktadır. Çünkü florürün ağız içinde yumuşak ve sert yüzeylere bağlanabilme özelliği vardır. Geçici olarak depolanan bu florür bir süre sonra yavaş yavaş salınmaya başlar. Florürün etkinliği bu süreye de bağlıdır ve ne kadar uzun sürerse, çürük önleyici etkisi o kadar güçlenir.